26 Temmuz 2018 Perşembe

BODRUM'UN SUYU BULANDI "Bodrum Kent TV" - Mehmet Arif DEMİRER //İyi de ortada özel bir iş yok ki, konu Bodrum’un suyu. Neyse asıl trajik bölüm BCK isimli firmanın pervasızca yazdığı maillerle başlıyor. Bu firma MAY SU firmasına yüzde 17 hisse karşılığında vereceği hizmetleri bir bir sıralıyor. Sıkı durun!

BODRUM'UN SUYU BULANDI
Bodrum'da yaşanan su sorunu ile ilgili ilginç iddialar gündemde. Köşe yazarları Balçiçek Pamir ve Aydın Ayaydın, Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu döneminde yaşanan bazı olaylarla ilgili iddiaları köşelerine taşıdılar. Balçiçek Pamir'in Habertürk'ün internet sitesinde 12.08.2008 tarihinde "Kur bir dernek, bul sen de yolunu" başlıklı yazısında Bodrum'un su sorununa değiniyor. Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu döneminde yaşandığı iddia edilen bazı olaylardan bahseden yazar, elindeki belgeler doğrultusunda bir takım bilgiler veriyor.
Yazıda " Bodrum’da Erzincanlı Muzaffer Ergöz söylemeden valinin etrafında kuş uçmazmış. Bu zat-ı muhterem bir süre Uludağ’da kayak hocalığı yaptıktan sonra Bodrum’a yerleşmiş ve kendi deyimiyle valiyi desteklemek amacıyla bir dernek kurmuş. Derneğin ismi “Turizm Altyapı Yatırımcıları Derneği” derneğin tüzüğünde Bodrum’un turizm ve su sorununu çözmek öncelikli yer tutuyor. Herhalde bu bilgiye şaşırmadınız. Neyse lafı uzatmayalım, bu kişi ilgili girişimcileri Vali ile buluşturuyormuş. Genelde gece saatlerinde ve konutunda. Yani yarı resmi bir durum söz konusu. Bir süre sonra yapılan ihbarlar sonucunda bu dernek soruşturma kapsamına alınmış. Usulsüzlük ve evrakta sahtecilik gibi suçlamaların yöneltildiği dernek Vali Yiğenoğlu görevden alınınca kayak hocası Ergöz tarafından fesh edilmiş. Gerekçeye gerçekten de güleceksiniz: “Biz bu derneği vali için kurduk, vali gidince bize gerek kalmadı.” Cin okuyucularım şimdi soracaktır. Peki bu eski kayak hocası yeni dernek başkanı girişimcileri valiyle konutunda görüştürmek için ne talep ediyormuş?" bölümleri dikkat çekiyor.
Pamir'in 13.08.2008 tarihli " Bir takım insanlar çok kızdılar" başlıklı yazısında ise ilk yazının ardından yaşanan gelişmelerden bahsediliyor ve Ergöz'ün cevabına yer veriliyor. Yazının bir kısmı şöyle; "Ben yine de gazeteciliğin ilkelerine sadık kalarak Ergöz’ün gönderdiği açıklamayı kısaltarak yayınlıyorum.
Önce vali ile arkadaş değilim. Biz Muğla’da son derece az ve kilitlenmiş bir ekibiz, namuslu memur, namuslu tüccar, namuslu belediye başkanı kim varsa onu korumayı ilke edinmiş kişileriz. Derneğimizde 1- gemi mühendisi, 1-eski parlamenter, 1 avukat, 1 işletmeci 1 de ben varım. Size göre bu insanlar çete öyle mi? Biz sayın vali ile 3 bin işsizi eğittik, iş başı eğitimi yaptırdık ve hepsine iş bulduk. Bunu kim yaparsa ona da minnet duyarım. Şu anda da Kars-Sarıkamış’tayım yarın da 50 çocuğa kurs açacağız. Bakın bugüne kadar yaptığımız işlere…
1-Bodrum'a hava alanı kazandırma çalışmalarını başlatmak, takip etmek.
2-Bodrum gazetesini kurmak
3-Kötü belediye başkanlarını uyarmak
4-İyi memurun arkasında durarak sonuna kadar onu savunmak. Lütfi Yiğenoğlu’nun ve daha bir çok düzgün insanın arkasında durarak yıllar sonra da olsa o adamı korumak
5-Bodrum’a layık olduğu belediye başkanını seçtirmek. Bu konuda başardık ama adamımız bizi sattı. Darısı yenisinin başına.
Muğla ilinde Türkiye Cumhuriyeti' nin özel yasaklarına giren özel hukuk gerektiren onun üzerinde yasağı var ve tamamı da Muğla ilinde mevcuttur. (SİT’ten Kıyı Kenar şeridine kadar) Bu yapı özel ilişkileri, özel ilişkilerde özel hukuku, özel hukuk da özel bürokrasiyi sonuçta da özel bir ekonomi ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucunda Muğla irili ufaklı, bilinen bilinmeyen çeteleri tezgaha sürmektedir. Biz buna karşıyız. Yıl 1990 Muğla İli' nde devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan toprakların oranı % 64. Yıl 2008 Muğla İlinde devletin hüküm ve tasarrufuna giren toprakların oranı % 90 yani biz istesek bile mezarlık yapamayız. Biz evlenen çocuklarımıza evimizin bir odasını bile büyütemeyiz. Ya ne yaparız, yolu, suyu, alt yapısı olmayan yerler yapılan yap-satçı evlerinden alırız. Peki belediyeler deli mi ki bu dağa taşa yapılan alt yapısı olmayan yerlere ruhsat keserler. İçtiğiniz ve kullandığınız suyun kabaca analizi % 85’i bırakın bahçe sulamayı sokakları bile sulamamak gerekir. Çünkü çok tehlikeli % 5’i ise Bodrum’u karantinaya alacak tehlikeli nitelikte saklanıyor % 10 damacana ve şişeleme onu da kim denetliyor Allah bilir. Bodrum’da 11 Belediye var bu sorunları bilmiyor mu? Biliyorsalar bu güne kadar ne yaptılar? Bir de ona bakın. Acaba bu işte de bir mafya mı var ve bu mafyaya acaba kafa mı tutamıyorlar. Yoksa korkuyorlar mı? İşte Vali Lütfi Yiğenoğlu korkmayanlardan.” Muzaffer Ergöz "
Yine Balçiçek Pamir'in 14.08.2008 tarihli "İllegal lobinin belgesi olur mu? Bal gibi de olur!" başlıklı yazısında ise aracı bir firma tarafından hazırlanan bir belgeyi yayınladı.
Yazıda şu noktalar dikkat çekiyor;
"Hep merak etmişimdir. Bu ihale işleri nasıl çözülür diye…Yasal olanlardan bahsetmiyorum canım…Hani hepimizde genel bir kanı vardır ya…Örneğin kaldırım taşları değişir herkes “Acaba kimi zengin ettiler?” diye düşünür.
İki gündür yazdığım Bodrum su projesinde yaşananlar da kaldırım taşlarına benziyor.
Girişimci bir firmanın validen randevu almanın ve sunuş yapma yolunu yazdım. Bugün ise girişimci firmanın mecburen ortaklık yaptığı diğer firmanın yaptıklarını anlatacağım.Bu kadar da olmaz diyeceksiniz.Ne demiştik?
MAY SU firması Bodrum’un su sorununu çözmek için valiyle görüşür. Bu görüşmede BCK isimli başka bir firma işaret edilir. MAY SU’ya denilmektedir ki “Bir iş yapacaksanız görüşmeleri bu firma aracılığıyla yürütün. Firmaya yüzde 17 hisse verin.” Şimdi diyeceksiniz ki herkes işleri kendi adamlarına yaptırır.
İyi de ortada özel bir iş yok ki, konu Bodrum’un suyu. Neyse asıl trajik bölüm BCK isimli firmanın pervasızca yazdığı maillerle başlıyor. Bu firma MAY SU firmasına yüzde 17 hisse karşılığında vereceği hizmetleri bir bir sıralıyor. Sıkı durun!
1-Valinin ihtiyacı olan Bakanlar Kurulu kararının acilen çıkartılması
2-Ankara’da projeye karşı çıkabilecek olan kişi ve kurumlarla ilişkilerin sağlanması
3-Projenin siyasal destek bölümünü organize etmek.
4-Yerelde ihtiyaç duyulabilecek kurumlarla ilişki sağlamak.
BAŞBAKAN’I BİLE TAYİN EDERLER!
Şaka değil okuduklarınız. Elimde yazışmaların kopyası var. Üstelik aslını da gördüm.
Siz hayatınızda bu derece pervasızca, bu kadar vurdumduymaz bir kendini beğenmişlikle yazılan bir yazı daha duydunuz mu? Zaten yasal olmayan bir iş yapıyorlar. Üstelik devletin birimlerini de bu işe alet ediyorlar. Bunu yaparken de pisliklerini yazılı olarak sunuyorlar. Siz buna aptallık deyin, ben açıkgözlük, kibir. Ama sonuç gün gibi ortada…
Buradan bütün illegal ihale peşinde olanlara sesleniyorum. Ankara’da BCK isimli bir firma var. Bütün lobi faaliyetlerini yürütüyor, sizin için bakanlar kurulu kararı bile çıkarıyorlar. Üstelik öylesine güçlüler ki…
Pürüz çıkarabilecekleri hallediyor siyasal destek bile sağlıyorlar.
Bunlar Başbakan’ı bile tayin ederler.
Peki sonra ne oluyor?
Aslında her şey al gülüm ver gülüm devam edecekken hisse konusunda anlaşmazlık yaşanıyor ve yine bir yazışmayla düzenlenen ihaleye valinin el koyacağı söyleniyor. Gerçekten de sadece MAY SU firmasının girdiği ihale son anda vali tarafından iptal ediliyor.
Peki Vali’nin ihale iptal hakkı var mıdır?
Yoktur!
Bu da yasalara aykırı yani.
Hadi bardağın bir de dolu tarafından bakalım.
Belki de Vali’nin bütün bu olup bitenlerden hiç haberi yok.
O zaman çalışma arkadaşlarını iyi seçecek.
Yani iki ucu pis değnek durumu.
NOT1-Muzaffer Ergöz dünkü sorularıma yanıt yollamış. Kısaca derneğe soruşturma yok valiyle görüştürme yok diyor. Mehmet Akif Demirer’in ise yolladığı açıklama ise yenilir yutulur cinsten değil ve tamamen ters yönde. Artık olay yargıda ben çekiliyorum.
NOT2-Benim bile içim sıkıldı bu su projesinden. Neyse duyduğuma göre geçenlerde Bodrum’a Milas’tan su getirecek yeni girişime onay verilmiş. 2 yıl içinde Bodrum suyuna kavuşacak."
Aynı konu ile ilgili olarak bir yazı kalema alan Aydın Ayaydın'ın yazısının başlığı ise "Vali Yiğenoğlu’nun su projesinden pis kokular çıkmaya başladı"
Ayaydın'da, Balçiçek Pamir gibi geçtiğimiz aylarda yaşanan olaylara değinerek incelediği belgelerden bahsetti.
Ayaydın'ın yazısı şöyle;
" Muğla-Milas-Bodrum üçgeni, Bodrum Yarımadası su projesinde yaşanan skandalla çalkalanıyor. Devletin resmi kurumu DSİ dururken su işi ile kendisi ilgilenen Muğla Valisi Yiğenoğlu’nun devleti devre dışı bırakarak, yandaş isimlerle yürüttüğü gizli çalışmaları belgeleyen dosyayı incelediğimde gözlerime inanamadım. Araştırma sonunda tamamen belgelere dayanan ilginç bulgulara rastladım, işte size kirletilmeye çalışılan “Bodrum su” projesindeki ilginç ayrıntılar.
Muğla eski Valisi Lütfi Yiğenoğlu 6 yıl aradan sonra geçen yıl Temmuz başında yeniden Muğla’ya geldiğinde Valilik önünde “davullu zurnalı karşılama töreni” düzenleyen kişiyi herkes merak ediyordu. Sonradan hangi taşı kaldırsanız altından çıkan bu ismin sözde turizmci (Muğla bölgesinde hiçbir turizm tesisi olmayan eski bir kayak hocası) Muzaffer Ergöz olduğu anlaşıldı. Anlaşılıyor ki, Yiğenoğlu-Ergöz arasında geçmişte Muğla Valisi olduğu dönemden kaynaklanan bir ilişki var. Buraya kadar her şey normal.
Yıllardır Bodrum’a su getirmek isteyen ve membranlı su araştırma sistemleri ile bilinen Ankara menşeli Alina Ltd. Şti. Bodrum-Milas Havalimanı iç hatlar terminalinin hemen arkasında Ekinambarı adı ile bilinen yerde hem kendi çalışmalarının hem de Amerikalılara yaptırdıkları çalışmaların sonunda Bodrum Yarımadası’nın tamamına yetecek miktarda su olduğunu tespit ediyor. Şirket yetkilisi Mehmet Arif Demirer, elde ettikleri bilgi ve bulgular ışığında dönemin DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu’na hitaben bir yazı yazarak, buranın kendilerine tahsis edilmesi durumunda Bodrum su sorununun kökünden halledileceğini belirtiyor. DSİ’den bu yerin 10 yıllığına tahsis edilmesi Muğla İl Özel İdaresi’ne 3 Mayıs 2007 tarih ve 4997 sayılı yazı ile bildiriliyor. İl Özel İdaresi bunun için ihale yapılmasına karar veriyor. O sırada Muğla Valiliği’ne Lütfi Yiğenoğlu atanıyor. Kendisini adeta Bodrum su projesine adayan Mehmet Arif Demirer, konuyu Vali Yiğenoğlu ile de görüşmek istiyor, ancak Vali’ye ulaşması mümkün olmuyor.
Kapıyı açan anahtar
Mehmet Arif Demirer, Vali Yiğenoğlu’na ulaşmak için referans ararken tesadüfen birileri (ismi bende saklı) tarafından işte Vali Yiğenoğlu’nun kapısını açacak anahtar diye Muzaffer Ergöz’le tanıştırılıyor. Muzaffer Ergöz hemen devreye girip ertesi gün saat 23.00’te Demirer ile Vali Yiğenoğlu’nu buluşturuyor. Vali Yiğenoğlu o görüşme sonunda ipin ucunun Muzaffer Ergöz’de olduğu sinyalini veriyor. Ertesi gün Muzaffer Ergöz, Mehmet Arif Demirer’e Ankara’da kurulu BCK firmasına fizibilite hazırlanması gerektiğini ve Vali Bey’e yapılacak sunumdan sonra görüşmelerin artık BCK firması tarafından sürdürülmesi gerektiğini söylüyor, ayrıca kendisine de yüzde 17 hisse verilmesini istiyor. (Tüm bunların belgesi bende saklı.)
Mehmet Arif Demirer, Muzaffer Ergöz tarafından Ankara’da BCK firması ile tanıştırılıyor ve iş BCK’ya havale ediliyor. Ayrıca Demirer, ben parasız yüzde 17 hisse veremem. Sizler bu projeye ne katarsanız ona göre değerlendiririm diyor. BCK firması yetkilisi Bülent Kümbetlioğlu bu kez 18. 9. 2007 tarihli bir teklif ile yapacağı müşavirlik hizmetinin neler olacağını Demirer’e yazılı olarak sunuyor.
BCK’nın skandal teklifi
Şirket yetkilisi Bülent Kümbetlioğlu’nun imzalayıp ALİNA Ltd Şti’ye ne verdiği yazılı tekliften birkaç maddeyi sizlere aktarıyorum.
- Muğla Valisi’nin (valiliğin değil) ihtiyacı olan Bakanlar Kurulu kararının acilen çıkartılmasını sağlamak.
- May-Su (Alina) adına alınan tahsisin her türlü sorununun halledilerek tahsis evraklarının tamamlanması.
- Belediye, vilayet, basın, il genel meclisi ile ilişkileri sağlamak.
- Projeye karşı çıkabilecek olan kişi ve kurumlarla olan ilişkiler.
- Projenin Ankara boyutunun halledilmesi.
- Projenin siyasal destek bölümünü organize etmek.
- Bakanlar Kurulu Kararı ile Muğla Valisi’nin (Valiliğin değil Yiğenoğlu’nun) güçlendirilerek bu projedeki “tek hâkim” hale getirilmesi.
- Legal ve illegal lobi çalışmaları yapıp projeyi kabul ettirmek.
Bu tekliften sonra BCK Firması Vali Yiğenoğlu’na sunum yapıyor ve sonrasında tüm ilişkiler Vali Yiğenoğlu, Muzaffer Ergöz ve Bülent Kümbetlioğlu üçgeninde gelişiyor. Ancak ALİNA Ltd. hisse vermeyi reddedince, BCK’den Demirer’e gelen bir mail’de Vali Yiğenoğlu duruma müdahil olacaktır deniliyor. Buna rağmen hisse verilmeyince, Muzaffer Ergöz ve BCK yetkilisi Bülent Kümbetlioğlu ALİNA’dan desteğini çektiğini söylüyor. Ve tahmin edildiği gibi saat 14.05’te yapılacağı ilan edilen ihaleye ALİNA’nın (MAY-SU) saat 14.02’de katılması üzerine yasalara aykırı olarak valinin talimatı ile ihale iptal ediliyor. Oysa vali, iptal etme yerine gerekiyorsa erteleyebilirdi. Denilebilir ki belki vali’nin bu gelişmelerden haberi yok, kullanılmıştır. Hayır, Vali Yiğenoğlu’na bütün bu adımların bildirildiğini teyit eden belgeler elimde. İsterse beni mahkemeye verebilir, orada ne sansasyonel belgeler çıkacağı görülecektir.
Gelişmeler bunlarla sınırlı değil, devamı ile ilgili dosyayı henüz inceliyorum, teyit etme ihtiyacı duyduğum bir iki konu var. İlginç olaylar var. İlginç kişiler var. Vali Yiğenoğlu, Bülent Kümbetlioğlu, Muzaffer Ergöz ve Mustafa Yılmaz isimleri hangi rollerde, teyidini aldığımda bunları da sizlerle paylaşacağım." (KAYNAK: http://www.kenttv.net/haber.php?id=8589)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder